İçeriğe geç

Hakim savcıya emir verebilir mi ?

Hakim Savcıya Emir Verebilir Mi?

Bir sabah, bir adliye koridorunda, yılların birikimi olan endişeler ve sorularla adımlarını ağırlaştıran bir adam vardı. Zihninde kaybolmuş düşünceler, gözlerinde umutsuzluk… Adalet arayışının tam ortasında, karşısında bekleyen zorlukları fark etmemişti. Çünkü, bir şey vardı, çok önemli bir şey: O an, hayatı bir karar anına doğru ilerliyordu.

Ama hayatta bazen bazı şeyler insanı düşündürmeden geçmez. Savcı ve hakim arasındaki ilişki de böyle bir şeydi. Bir gün bu adam, meslek hayatı boyunca girdiği her dava gibi, bir davanın içindeydi. Fakat bu dava farklıydı. Karar verilecek kişi, mahkemeyi yöneten hakimdi. Bu dava, adaletin değil, kimsenin görmediği bir gücün savaşıydı.

Hasan ve Ayşe: İki Farklı Bakış Açısı

Hasan, çözüm odaklı bir adamdı. Her zaman mantığı ve stratejiyi ön planda tutardı. Bu dava, onun için en zor ama aynı zamanda en anlamlısıydı. Karşısında Ayşe vardı. Ayşe, yıllardır aynı koridorlarda yürüdüğü, insanlara yardım etmeyi, empati kurmayı çok iyi bilen bir savcıydı. Onun için her dava, birinin hayatını anlamak ve ona değer katmaktı.

İlk bakışta, onların yaklaşımı birbirinden farklıydı. Hasan, adaletin “belirli kurallara göre” tecelli ettiğini düşünüyordu. Ayşe ise, o kuralların insanlar için, insanlara zarar vermemek amacıyla var olduğuna inanıyordu. Bir gün, mahkemede, Hasan’a bağlı bir karar verilecek dava vardı.

Hasan, hakim karşısında sessizce yerini aldı. Mahkeme salonu, birazdan çıkacak kararı bekleyenlerin gerginliğiyle dolmuştu. Savcı Ayşe, duruşmanın başında söz alarak savunmasını yapmaya başladı. O an, Hasan’ın kafasında tek bir soru vardı: “Hakim savcıya emir verebilir mi?” Bu, adaletin en temeline inen bir soru olabilirdi. Çünkü, yasaların öngördüğü hiyerarşinin sınırlarını hepimiz bir noktada merak etmişizdir.

Hiyerarşi ve Yetki

Bir hakim ve bir savcı arasında bu tür bir emir verme ilişkisi, adaletin sağlanmasında kritik bir rol oynar. Hukuk sisteminde, savcılar ve hakimler bağımsızdır. Yani, savcılar kendi bağımsız araştırmalarını yapar ve kamu adına davaları yönlendirir, hakimler ise verilen delilleri ve savunmaları değerlendirip karar verir. Ama ne zaman ki bu iki pozisyon birbirinin işine müdahale eder, o zaman hukukun bütünlüğü bozulur.

Bu soru, mahkeme salonundaki sessizliğe yansıdı. Ayşe, hakim ve savcı arasındaki bu dengeyi savunarak sözlerine başladı. “Bir hakim, bir savcıya emir veremez” dedi. Ancak, bu sadece hukukun kurallarıyla ilgili bir şey değildi. Ayşe, bunu insanlara dair bir mesele olarak da anlatıyordu. “Hukukta ne kadar hiyerarşi olsa da, en önemli şey insanların haklarına saygı duymaktır.”

Hakim mi, Savcı mı?

Hasan, empatiye dayalı bir yaklaşımı anlamakta zorlanıyordu. O, mantıklı, çözüm odaklı bir bakış açısına sahipti. Ancak Ayşe’nin söyledikleri, ona farklı bir perspektif sunuyordu. Hakim ve savcı, birbirlerine emir veremezlerdi çünkü adalet, birbirlerinin işlerine müdahale etmeden var olmalıydı. Her biri, kendi görev alanlarında en yüksek sorumluluğa sahipti ve birbirlerinin rolünü kabul ederek, adaleti sağlamalıydılar.

Ayşe’nin bakış açısı, her zaman olduğu gibi, yalnızca hukukun soğuk kurallarından ibaret değildi. O, bir toplumda adaletin ancak insanlar arasında denge sağlanarak, birbirine saygı göstererek işleyeceğine inanıyordu.

Sonuç: Adaletin Gerçek Anlamı

O gün Hasan, hakim ve savcı arasındaki ilişkinin ne kadar derin olduğunu fark etti. Adalet, sadece hukuki bir süreç değil, aynı zamanda insan ilişkilerinin de merkezindeydi. Hakim ve savcı birbirlerini denetleyerek ve karşılıklı saygı göstererek, adaletin sağlanması için ortak bir hedefe yönelirler. Hiçbir pozisyon, diğeri üzerinde egemenlik kuramaz. Çünkü en yüksek güç, hakikattir ve bu da yalnızca doğru kararlar verildiğinde ortaya çıkar.

Bu, belki de bir davanın içindeki en büyük derslerden biriydi: Adaletin gerçek temeli, kuralların ötesine geçmek, insanlar arasında dengeyi kurmaktır. Hasan, Ayşe’nin sözlerini derinlemesine düşünerek salondan ayrıldı. Bu dava, belki de sadece bir hukuk davası değil, insan olmanın, empati kurmanın ve birlikte yaşamın bir öğretisi olacaktı.

Peki ya siz? Hakim ve savcı arasındaki denge hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda görüşlerinizi paylaşın, bu soruyu birlikte tartışalım.

4 Yorum

  1. Meltem Meltem

    Hakimler mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev yaparlar. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez , genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Savcılık kurumunun yapısı ve özellikleri Astlar kurum içinde üstten emir alırlar .

    • admin admin

      Meltem!

      Fikirleriniz yazıya güzellik kattı.

  2. Hülya Hülya

    “Adalete ihanet etmeyin, derhal serbest bırakın” diye yargıya emir talimat veriyor. Hiç kimse yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin hakim ve savcılara tavsiye ve telkinde bulunamaz. Emir ve talimat veremez. Diğer bir ifadeyle adli polis, savcının emir ve talimatıyla hareket etmemektedir . Adli polis, soruşturmayı başlatabilir ve devam ettirebilir.

    • admin admin

      Hülya!

      Sevgili katkı veren, paylaştığınız düşünceler yazının hem estetik yönünü güçlendirdi hem de içeriğe entelektüel derinlik kattı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
ilbet girişsplash